Camiamıza ve kamuoyuna duyurulur ;
Son günlerde internet ortamında paylaşılan, asıl amacından saptırılarak kamuoyunu yanlış bilgilendirip, yönlendirilmeye çalışılan paylaşımlara karşı bu açıklamayı gerekmektedir.
Öncelikle belirtmek isterim ki; ardında iki kız çocuğunu yetim bırakarak, hunharca öldürülen, koltuk tamirciliği ile ailesini geçindiren, kimseye hiçbir kötülüğü olmayan çok sevdiğim kardeşim Tuncay COŞKUN ‘un nasıl öldürüldüğünün ve gerçek faillerin ortaya çıkarılabilmesi için verdiğim mücadele gayet doğaldır.
Yaşanılan süreçte, Telekom tribününde cadde ve gfb gruplarının çekişmesi, cadde grubunun kurucusu Cengiz TARAN ‘a saldırılması bütün camiamızca ve kamuoyunca bilinmektedir. Bu tartışmadan iki üç hafta sonra değerli kardeşim Cenk EROĞLU ‘nun rahmetli babasının cenazesine Sefa KALYA ‘da katılmış cenazede Cengiz TARAN ‘la tartışmışlardır. Cenaze sahibi olarak tartışmalarını fazla büyümeden engelleyip, Sefa KALYA ‘yı güzel bir şekilde onure ederek uğurladığımı da kendisi olmak üzere, orada bulunanlar ve yakın çevresinde çok iyi bilmektedir. Bu cenazemizin akşamı rahmetli kardeşimiz Tuncay COŞKUN ‘un öldürüldüğü bu kahpe olay yaşanmıştır.
Olaydan iki gün sonra Kadıköy ‘de oynanan Fenerbahçe – Arsenal maçından çıktıktan sonra Sefa KALYA beni arayarak benimle acil olarak cinayet olayıyla ilgili görüşmek istediğini söylemiştir.
Kendisiyle o akşam buluştuğumuzda ;
Cenazede yaşananlardan sonra, kendisinin haberi olmadan yanında bulunan birkaç kişinin, Cengiz TARAN ‘ı vurmak için geldiklerini ve bu olayı gerçekleştirdiklerini, kendisinin kesinlikle haberi olmadığını, yemin ederek bana anlattı. Kendisine senin haberin olmadan yaptılarsa, senin samimiyetine inanıyorum ama bu pisliği temizle bu olayı aydınlat dedim. İki gün sonra geri gelerek teslim olmaları için uğraştığını ancak Erdinç TUNCER ‘e ulaşamadığını, Ferhat ‘ın ise Erdinç olmadan teslim olmak istemediğini söyledi ve bu son görüşmemiz üzerinden yaklaşık 40 gün geçmesine rağmen ne beni bir daha ne aradı nede bu olayın ortaya çıkarılabilmesi için hiçbir çaba sarf etmedi.
Rahmetli kardeşimizin ailesinin durumunu yakinen bildiğimden hem acılarını bir nebze olsun dindirebilmek, hem bu kahpe olayın aydınlatılması gerektiğinden hem de beni aradığında telefonda bu olayla ilgili görüşmek istediğini söylediğinden ( Malumunuz günümüzdeki telefon dinleme takibinden herkesin haberi vardır.) ilerleyen günlerde, çok sevdiğim kardeşimin öldürülmesi olayını bildiğim halde açıklamamaktan dolayı suçlu duruma düşmemek içindir ki, bu vicdansızlıktır üstüme düşen vazifeyi yerine getirdim.
Bu olayın ancak Emniyet birimlerinin teknik ve fiziki takip çalışmaları neticesinde tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılabilmesi için, kimsenin bu kahpe olayı sahiplenmediği noktada, suçlu, suçsuz, dost, düşman kim ise ancak bu şekilde ortaya çıkarılabileceğine karar verdim. İnşallah Sefa KALYA ‘nın söylediği gibi suçu yoktur ve şahsım olarak bende kendisinin suçlu olduğuna inanmak istemiyorum.
Şahsıma iftira atmaya çalışan kişiler beni çok iyi bilir ve tanırlar ki hayatım boyunca onurumla yaşadım ve bundan asla taviz vermedim, ihbarcılık herkesin bildiği gibi ‘’İllegal, yasal olmayan işlerle uğraşan suç işleyen kişi ve kişileri, kendisini ilgilendirmediği halde gizli olarak ihbar etmektir.’’ Kardeşimizin katillerinin tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarılabilmesi için mücadele verdim ve sonuna kadarda bu mücadelem devam edecektir.
Unutulmasın ki, hiç kimsenin söylemiyle emniyet birimleri, savcılık makamı ve Yüce Türk Mahkemeleri kimseyi cezalandırmaz. Delillere, ispata bakılır ve bu süreçte inşallah her şey bütün açıklığıyla ortaya çıkar, suçlu, suçsuz herkes, her şey netleşir ve vicdanlar biraz olsun rahatlar.
Bu süreçte şahsımıza ahlak ve adamlıktan yoksun şekilde ağır tahriklerle hakaret ve iftira yolunu tercih ederek haddini aşanlar bilmelidirler ki; ne bu fani dünyada ne de ahirete yolculukta hunharca katledilen kardeşimizin sinsi suikastinde vebali olanlarla yaptığımız mücadele onurumuzdur. Bu onuru taşımamızdan ötürü namımıza yapılacak her nevi saldırıya karşı tüm yasal ve rahmani haklarımızı her daim saklı tutuyoruz.
‘’EY İMAN EDENLER! ADALETİ AYAKTA TUTAN VE KENDİNİZ, ANA BABANIZ VE YAKIN AKRABALARINIZ ALEYHİNE DE OLSA, YALNIZ ALLAH İÇİN ŞAHİTLİK EDEN KİMSE OLUNUZ. ZİRA ZENGİN DE OLSA, FAKİR DE OLSA, ALLAH İKİSİNE DE (SİZDEN) DAHA YAKINDIR. NEFSİNİZİN ARZUSUNA UYARAK ADALETTEN UZAKLAŞMAYIN. EĞER (ŞAHİTLİK EDERKEN) DİLİNİZİ EĞER, BÜKERSENİZ VEYA ÇEKİNİRSENİZ, ŞÜPHESİZ ALLAH YAPTIKLARINIZDAN HABERDARDIR.’’
Saygılarımla,
İbrahim GÜMÜŞTEKİN