Bir saz, söz ve ses ustası:
NEŞET ERTAŞ
Neşet ERTAŞ türkü demek; binlerce yıldır söylenen ve söylenecek olan… Neşet ERTAŞ bağlama demek;binlerce yıldır çalınan ce çalınacak olan…
Ben hiç inanmadım sana. Sen de her canlı gibi ölümü tadıyorsun. Sıra bize de gelecek. Biliyoruz. Korkmuyoruz da. Senin gitmen ani olmadı. Ama ben üzülürüm, seni daha çok hissederim.
Menajerin “neşet ertaş iyi birşeyi yok” demesi beni hiç tatmin etmedi. Ondan hissettiğim ruh hali ve “sadece yutkunmada problemi var” demesi bazı şeylerin habercisiydi. Sürekli Neşet Ertaş kendi ağzından “iyiyim birşeyim yok, ölüm haberleri gerçek değil” dedi. Kendisi bunları hiçbir zaman söyleyemedi. Sağlığı hakkaten kötüydü. Doktorlarının ve yanındaki sevenleri son günlerini yaşadığını biliyordu, söylemeseler de.
Kırşehir Çiçekdağ’lı (Kırtıllı Köyü) Türk ozan Neşet ERTAŞ için çok ilginç şeyleri belki öğrenmedik. Dikattimizi çekmedi. O her yönüyle sıradan dı. Ancak duyguları, sözleri ve yaptğı işler mükemmele yakındı. Kendisi nota bilmez di. Babası Muharrem ERTAŞ ile aynı ruh insanlarıydı. Etkilendiği tek kişi babasıydı. “Babamla ben aynı ruh insanlarıyız” demesi zaten bunu gösteriyordu. 1938 ‘de doğdu. 74 yılını dolu dolu yaşadı. Bizlere bıraktığı eserler harikaydı. İlkokulda köyde iken keman öğrenip sonra bağlamayla tanıştı. Anadoluda kendi bozkırında yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi türkülerine can verdi. Benim memleketim Kırıkkale ‘de de düğünlere gelmiş, eş dostumuzun düğünlerinden söylemiş. Ben göremedim o yıllarını. Onu dinleme çağına gelince konserlerine gittim. Şarkılarını hissettim. Herkese ispatladı artık yeteneğini. Babası gibi kendisi de çok ünlenecekti. 1988 ve 1999 arasında 22 albüm çıkartmış. Can DÜNDAR, “Grip” adından Neşet ERTAŞ Belgeseli çekti.
*Hayatını şu sözlerle ifade etmiş;
“Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler”
Gençlik yıllarında da Ankara ‘ya gitti. Burada da gazinolarda, pavyonlarda, eğlence yerlerinde, düğünlerde ve konserlerde sazıyla çalıp söylemey başladı. Dha ada ünlendi. 1970 lere gelindiğin bütün ülke biliyordu onu. Sonra Almanya ‘ya belki de ölümüne neden olan bu rahatsızlığının tedavisi için gitti. Orada tedavi olup oturma izni altıkdan sonra 23 yıl boyuca Türkiye ‘ye gelmez. Sazı türküye; tüküyü de saza öyle yakınlaştırır be birleştirir ki dinleyenler kendinden geçer, duygularına engel olamazlar. İllaki kendisinden bir şey bulurlar Neşet ‘in olduğu yerde. Onun bulunduğu ortamdaki yoğun duyguları herkes hisseder. Onun olduğu yerde aşk vardır sevgi vardır. Onun olduğu yerde show yoktur rant yoktur. Yapmacık hiçbirşey yoktur. O bağlamasının teline vurduğu an kendi benliğine kavuşursun, odaklanamasan da seni alır biyerlere götürür. Eski sevgiline de olsa, yaşanmamdış duygularında da olsa senin beynindeki ince bir noktayı yakalar. Kalbine iner onun sesi. Sesi herkesi hüzünlendiren şahane bişeydir. 7 dünyayla barışık. Kalbinde en ufak bir kötülük olan biri onun yaptıklarını yapamaz. Onun gibi söyleyemez. Duygu ve aşk dolu kalbi var onun.
16 sene önce İzmir ‘den ev alıp 3 sene önce İzmir ‘e yerleşiyor. Neden İzmir ‘e yerleştiğini de şu şiirde bizlere anlatıyor…
Gezdim tüm dünyayı gördüm
Güzel İzmir sana geldim
Benim şirin güzel yurdum
Güzel İzmir sana geldim
Güzelsin asil duruşlu
Medenisin hoşgörülü
Olduğun gibi içli dışlı
Güzel İzmir sana geldim
Gönüllere ışık saçan
Unutamaz görüp geçen
Gariplere kucak açan
Güzel İzmir sana geldim
Kimdir necidir sormayan
Kimseyi hakir görmeyen
İnsanlıktan ödün vermeyen
Güzel İzmir sana geldim
Nice yıllar çok uzağım
Seni seviyor yüreğim
Güzel yurdum, son durağım…
Güzel İzmir sana geldim.
*İzmir ‘de hayata gözlerini yumdu. Aramızdan ayrıldı, herşeyini bize bırakıp terketti bu yalan dünyayı…
Cenazesi Kırşehir ‘e gidecek. Kendi isteği “Beni babamın ayak ucuna defnedin” oldu. Çok sevdiği babasına kavuştu. Allahtan rahmet sevenlerine sabır diliyorum.